2019 Yılının Elektrikli SUV Modelleri
2019 yılında karşımıza sıkça çıkacak olan elektrikli SUV modellerini sizin için incelediğimiz bu rehberi okumak için tıklayın!
por araç tutkunlarının favorisi SUV modeller, gelişen teknoloji ile beraber her geçen gün yeni özellikler kazanıyor. Aynı zamanda geleceğin otomobili olarak da tanımlanan elektrikli SUV’lar sıfır karbon emisyonu ve yüksek performansı ile oldukça rağbet görüyor. Konforlu ve geniş olmasının yanı sıra çekme özellikleri, station vagonu ve minivan özelliği bu araçların giderek daha fazla tercih edilmesinde önemli kriterler. Diğer yandan yüksek performans sağlaması sayesinde fosil yakıtlı rakiplerine meydan okumaları da elektrikli SUV’ların popülerliğini artırıyor.
Bundan önce genel olarak küçük araçlar ya da lüks araç modellerinde tercih edilen elektrikli otomobil teknolojisi 2017 yılı ile beraber SUV modellerde de karşımıza çıkmaya başladı. Günümüzde pek çok markanın araç modellerinde elektrikli SUV teknolojisine geçmesiyle bu alandaki rekabet kızıştı. 2019 SUV modelleri sayısındaki artış da bunun en açık göstergesi.
Elektrikli SUV model araçlar hakkında
Gün geçtikçe pahalılaşan fosil yakıtlara alternatif olarak geliştirilen elektrikli araç teknolojisi sadece tasarruf yapmanızı sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda çevre dostu olmasıyla da dikkat çekiyor. Hal böyle olunca Türkiye’de satılan elektrikli otomobiller de gözle görülür oranda artış sergiliyor.
2019’da ismini duyacağımız modellere kısaca bir bakalım ve yeni nesil elektrikli motorunun yaklaşık 203 beygir gücünde olduğu Hyundai elektrikli SUV modeli Kona Electric ile başlayalım. En fazla 167 km/s hıza ulaşabilen bu model 54 dakika içinde bataryasının yüzde 80’ini doldurma özelliğine sahip. Fosil yakıtlı versiyonları ile halihazırda ülkemizde de satılan Kona’ların bu yeni versiyonunda ufak tasarım farklılıkları da mevcut.
Volvo’nun hibrit versiyonunu üretmesi de beklenen XC40 modeli ise markanın ilk tamamen elektrikli otomobili olacak. Almanyalı otomotiv firması Audi’nin SUV modeli olan e-tron ise boyutları açısından Q5 ve Q7’ler ile benzerlik gösteriyor. 30 dakikada yüzde 80 seviyelerine kadar şarj olabilen bu araçlar, yaklaşık 400 kilometrelik menzile sahip.
Alıştığımız
Mercedes tasarımının dışında kalan oval hatlı ve daha renkli Mercedes EQ modeli ise 450 kilometre menzile sahip. Dört çeker olarak tasarlanan bu beş kapılı aracın en önemli özelliği gücünü iki tane elektrikli motordan alıyor olması. Sadece Avrupa’nın değil, Türkiye’nin de en sevilen araç modellerinden olan BMW i3 2019’la beraber yeni yüzüyle karşımıza çıkıyor. Yeni geliştirdiği ve i3’ün düzenlenmiş versiyonu olan X3 modeli ile elektrikli SUV rekabetinde kendine yer buluyor.
Lüks araç tutkunlarının gözdesi İngiliz menşei Jaguar da elbette bu rekabetten geri kalmayanlardan. I-PACE modeli ile elektrikli SUV piyasasına markasına yaraşır iddialı bir giriş yapan Jaguar, yüksek performansının yanı sıra ilgi çekici tasarımıyla da “ben buradayım” diyor. Son olarak Jaguar’ın en büyük rakibi Tesla’ya değinelim. Elektrikli araç dendiğinde akla ilk gelen marka olan Tesla’nın kartal kanatlı kapılarıyla dikkat çeken SUV modeli 100 km/s hıza 3.1 saniyede ulaşma kapasitesine sahip. 7 kişiye kadar çıkan oturma kapasitesi ile rakiplerinden ayrılan Tesla Model X araçların toplamda 542 kilometre menzili bulunuyor ve 250 km/s hıza erişebiliyor.
Elektrikli SUV modeller hakkında bilinmesi gerekenler
Elektrikli SUV fiyatları fosil yakıt harcayan araçlara göre daha yüksek elbette. Bunda hem sadece ülkemizde değil, dünyada da yeni yeni kendini göstermeye başlamış olmasının hem de kullanılan teknolojinin maliyet farkının etkisi var. Ancak yakıt tasarrufu ve çevreye duyarlı olması gibi özellikleri göz önünde bulundurulduğunda uzun vadede çok daha karlı olan bu araçların Türkiye’deki yasal garanti süresi sekiz yıla kadar çıkıyor. Fosil yakıtlı araçların 10 ila 15 bin kilometre yol kat etmesi ya da bir yılını doldurması gibi durumlarda bakıma girmesi gerekirken, bu sayı elektrikli otomobiller için 50 bin ya da 60 bin kilometrelere kadar ulaşıyor. Bunun en temel nedeni ise oldukça basit bir teknolojiye sahip olması ve şanzıman ya da aktarma organı bulunmadığından çok daha az bakıma ihtiyaç duyması. Ayrıca rejeneratif fren teknolojisi sayesinde bataryanın şarja ek olarak hareketle de dolma imkanı var.
GERİ DÖN