Mevcut arabanızı değiştirmek veya yeni bir araba almak çoğu zaman büyük sorunlara yol açabilen bir karardır. Seçim yelpazesinin genişliği, çeldirici kampanya ilanları, eş-dost tavsiyeleri, dolandırıcılık hikayeleri, aile fertlerinin kişisel tercihleri, yeni çıkan modeller böyle bir sürece girme kararı veren tüketiciye zor anlar yaşatabilir.
Bütün bu karmaşada öncelikle “Araba almaya ihtiyacım var mı?” sorusu her zaman en doğru sorudur. Her gün araba kullanmayan, evi ve işi itibarıyla toplu taşımayı kullanabilen, sadece tatil için araba ihtiyacı olan ve hepsi bir yana aylık ödeme imkanları kısıtlı olanların araba alması, Türkiye gibi akaryakıtta %60’ı geçen oranda vergi alınan bir ülkede ekonomik olmayacaktır.
Öncelikle, araba değişiminde kararı hızlı bir şekilde vermeniz çok önemlidir. İhtiyaç analizini yapmalı, piyasa ile ilgili bilgi edinmeli, birkaç firma ve model belirleyerek seçime giden süreci başlatmalısınız. Her yaşa, her gelir grubuna, her ihtiyaca yönelik o kadar çok araba vardır ki, otomotiv piyasasına biraz yabancı iseniz, şaşırmamanız mümkün değildir. 70’lerde “Murat aldık” deyince model bile söylemeye gerek yokken, bugün Fiat 500 L 1.3 Multijet Popstar Otomatik gibi arkasına 6 tane daha açıklama yapmanız gerekmektedir. Bu tanımlama bu şekilde yapılmadığında “Dizel mi?”, “Otomatik mi?”, “Hangi paket?” gibi birçok soru ile karşılaşılır. Teknoloji ve otomotivin ülkemizdeki gelişimi, hayat standardını nasıl yükseltmişse, karar verme sürecini de o derecede zorlaştırmıştır.